Ana içeriğe atla

Translate

yeşil'e dönüş





'Belki zamanla insanlar beton yığınlarından sıkılır ve doğaya geri dönerler' diye düşünüyorum bazı bazı. Karadeniz'in nefis yaylalarına , Anadolu'nun fedakar köylerine... Doğa'ya... 

Bizler alışveriş merkezlerinde yaşıyoruz sanki. Tv'deki diziler bize gecekondulardan birden bire geçiş yapılan lüks yaşamı dayatmaya çalışırken, bizi ayakta uyuturken hep kabullendik Tv'nin bu davranışını. Denizde ailecek balık tutmak, güzel dağlarda piknik yapmak... Bu eylemlerin yerini internette sörf aldı. Yan odada ailemizden biri kalp krizi geçirse haberimiz olmayacak. Sanal dünyayla öyle bütünleştik ki. Çok üzücü!...  Ben de dizileri, film izlemeyi, bilgisayar oyunlarını seviyorum ama yaşamı onların içine kaydırmayı sevmiyorum!
Gelecek nesilleri hayal etmek istemiyorum... En azından hafta sonları Yeşil'e dönsek... Annemizi , babamızı , kardeşimizi ya da sevdiceğimizi alıp doğa yürüyüşüne çıksak.... Yemyeşil ağaçlar içindeki topraklı güzel yollara bassa ayaklarımız... Ne güzel olur...Mis gibi O2'i içimize çekelim...Sonra şükredelim o ana... Ne güzel olur. 


Ru, x



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Kozmik Bebeğim Bob Dylan...” yayında!

Merhaba muggle aleminin sevgili sakinleri... Operadaki Lamba Cini Podcast için yeni bir bölüm yayınladım! Bir ozan, şair, ressam, baba, dede, radyo dj’i, pek çok şiir kitabının, otobiyografinin, sayısız şarkının yazarı,bestecisi... Oscar ve Nobel ödüllü söz yazarı, harika bir müzisyen... Rumy için ise kozmik bebeği, paralel evrendeki kocası, kuzu kafalısı, biricik Bob Dylan’ı... Bu bölümde geçtiğimiz Mayıs’ta 83. yaşına giren ama Rumy için yaşı hep 24 olan üstadın, Bob Dylan’ın geçmiş doğum gününü ve yaşamını kutluyoruz... Ayrıca “birazcık” Dylan fantezisi yapıyoruz...   İyi ki doğdun Bob Dylan... 🎊

“Geç Kalmak İçin Henüz Erken... | Kaybedilmiş Potansiyel, Ukdeler, Pişmanlıklar ve İkigaiye Ulaşmak” Yayında!

Merhaba... Siz de bir keşmekeşin, içe oturan hırçın bir saçmalık ağının içinde misiniz?  Bu ara sıra hepimize olur... Vazgeçtiklerimiz, arkamızda bıraktıklarımız, ukdeler, pişmanlıklar ve kaybedilmiş potansiyel hortlak gibi peşimizdedir. Ne zaman soluklanıp ne kadar ileri gittiğimize bakmak için bir durup arkaya baksak, o malum kaybedilmiş potansiyel ve ukdeler hep oradadır. Tıpkı huzursuz bir hortlak gibi.  İşte bu yüzden Operadaki Lamba Cini Podcast’de geçen hafta bunu konuştum... Yeni bölümü hemen dinleyebilirsiniz... Operadaki Lamba Cini Podcast’e 🍎’dan ya da Spotify’dan ulaşabilirsiniz...  Sevgiyle Kalın, olur mu?  Xoxo, Rumeysa

"Almanya" Bölümü Yayında!

  Almanya yolcusu kalmasın! Beş Dakikaya Oradayım!  Podcast'in yeni bölümü hemen burada:  #3 - Almanya   Almanya deyince aklımıza kim bilir neler geliyor? Muhteşem doğası, bira, bundesliga, Weimar belki...  Bu bölümde antik çağlardan, cermen kabilelere, Sezar'dan, Commentarii de bello Gallico'ya, gotlara, gotlardan anglosaksonlara, anglosaksonlardan, Kutsal Cermen İmparatorluğuna, Dede Korkut Hikayelerinden, Weimar Almanyası'na, Nazilere, Colonia Dignidad'a... Nelerden nelerden ve daha nelerden bahsettik.  Almanya'nın refah-çöküş, yeniden diriliş kaos, katliam bilim, sanat-gelişmişlik, ilkellik-ırkçılık, faşizm-özgürlük ve karmaşa dolu... Kaotik ve açıkçası bir o kadar destansı olan tarihini konuştuk.  Beş Dakikaya Oradayım!  Apple Podcast'lerde, Spotify'da Anchor'da sizinle... Sevgiler.... Rumy-