Ana içeriğe atla

Translate

bir gram hayal




Şimdi kaloriferli , sıcacık bir apartman dairesinde olmaktansa, bir köyde çıtır çıtır yanan sobanın başında huzur dolu bir yerde olmayı tercih ederdim. Beton dolu caddeler içinde sıra sıra dizilmiş binalardan birinde büyüdüm. Hiç sobalı bir evim olmadı. Köyüm de olmadı.
İsterdim ki köyüm olsun ,  en azından ayda birkaç kez doğaya yakın olabileyim. Şehrin gürültüsü , sıkıntısından kaçıp köy evime gideyim.... Belki ilerde olur bilemiyorum daha çok gencim... Köy yaşantısından nefret edenler bu sözlerimi çok primitif bulabilir, normaldir... Lakin insanoğlu zaten topraktan gelen bir varlık. toprağı özlemek, ona ayak basmayı istemek garip karşılanmamalı... Şuan bir köy evinde, dışarda yağan yağmuru izlemek istiyorum... Sobada kızaran ekmeklerin kokusu burnuma gelsin, sonra çıtır çıtır kızarmış ekmeğime tereyağı süreyim... Sevdiklerimle gülüşmelerimiz yankılansın radyasyonsuz duvarlarda.... Doğayla , huzurla ve ailemle iç içe... Mis gibi bir mutluluk... Doğa ve doğallık bize ancak huzur getirir... Ne de güzel getirir... 

Not: tabii köy evi var, köy eviiiiii var, ben her türlü konforun olduğu çiftliğimsi bir yerden bahsediyorum canım :p köy evi dedim diye sanmayın çok ilkel bir yeri kastediyorum :D

Ru x 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Kozmik Bebeğim Bob Dylan...” yayında!

Merhaba muggle aleminin sevgili sakinleri... Operadaki Lamba Cini Podcast için yeni bir bölüm yayınladım! Bir ozan, şair, ressam, baba, dede, radyo dj’i, pek çok şiir kitabının, otobiyografinin, sayısız şarkının yazarı,bestecisi... Oscar ve Nobel ödüllü söz yazarı, harika bir müzisyen... Rumy için ise kozmik bebeği, paralel evrendeki kocası, kuzu kafalısı, biricik Bob Dylan’ı... Bu bölümde geçtiğimiz Mayıs’ta 83. yaşına giren ama Rumy için yaşı hep 24 olan üstadın, Bob Dylan’ın geçmiş doğum gününü ve yaşamını kutluyoruz... Ayrıca “birazcık” Dylan fantezisi yapıyoruz...   İyi ki doğdun Bob Dylan... 🎊

“Geç Kalmak İçin Henüz Erken... | Kaybedilmiş Potansiyel, Ukdeler, Pişmanlıklar ve İkigaiye Ulaşmak” Yayında!

Merhaba... Siz de bir keşmekeşin, içe oturan hırçın bir saçmalık ağının içinde misiniz?  Bu ara sıra hepimize olur... Vazgeçtiklerimiz, arkamızda bıraktıklarımız, ukdeler, pişmanlıklar ve kaybedilmiş potansiyel hortlak gibi peşimizdedir. Ne zaman soluklanıp ne kadar ileri gittiğimize bakmak için bir durup arkaya baksak, o malum kaybedilmiş potansiyel ve ukdeler hep oradadır. Tıpkı huzursuz bir hortlak gibi.  İşte bu yüzden Operadaki Lamba Cini Podcast’de geçen hafta bunu konuştum... Yeni bölümü hemen dinleyebilirsiniz... Operadaki Lamba Cini Podcast’e 🍎’dan ya da Spotify’dan ulaşabilirsiniz...  Sevgiyle Kalın, olur mu?  Xoxo, Rumeysa

"Almanya" Bölümü Yayında!

  Almanya yolcusu kalmasın! Beş Dakikaya Oradayım!  Podcast'in yeni bölümü hemen burada:  #3 - Almanya   Almanya deyince aklımıza kim bilir neler geliyor? Muhteşem doğası, bira, bundesliga, Weimar belki...  Bu bölümde antik çağlardan, cermen kabilelere, Sezar'dan, Commentarii de bello Gallico'ya, gotlara, gotlardan anglosaksonlara, anglosaksonlardan, Kutsal Cermen İmparatorluğuna, Dede Korkut Hikayelerinden, Weimar Almanyası'na, Nazilere, Colonia Dignidad'a... Nelerden nelerden ve daha nelerden bahsettik.  Almanya'nın refah-çöküş, yeniden diriliş kaos, katliam bilim, sanat-gelişmişlik, ilkellik-ırkçılık, faşizm-özgürlük ve karmaşa dolu... Kaotik ve açıkçası bir o kadar destansı olan tarihini konuştuk.  Beş Dakikaya Oradayım!  Apple Podcast'lerde, Spotify'da Anchor'da sizinle... Sevgiler.... Rumy-