Ana içeriğe atla

Translate

vesaire vesaire





Ateş başında vakit geçirmek için çok yükseğe , dağlara çıkardık seninle. Bol yeşilli , toprak kokulu , oksijen dolu güzel dağlara. Balık tutabilmek için suya yakın olsun isterdik.. Saatlerce sıkılmadan bıkmadan balık tutardık. Sonra bulutlara da yakın olmak isterdik. Kimse olmasın yalnızca sen ve ben. 
Ateşi çakmakla, kibritle değil orijinal yöntemlerle yakmak isterdik. Ve başarırdık. 
Kimseler ses etmesin. Kimseler rahatsızlık vermesin diye uzaklara giderdik. Ateşin başında biber közlerdik...Patlıcan..  Sonra hava kararmaya başlardı...Kararırdı. İncecik giyinmişsin diye kızardın sen bana. Üşütmemden korkardın. Ateşin başında kalbimiz ısınırdı. 
Çıtır çıtır çıtırdardı ateş... Çıtırtılar ateşte yükselip havada kaybolan tanecikler haline gelirdi.
Türküler söylerdik seninle.  Bana fıkralar anlatırdın. Gülümserdin. Bana baktıkça gözlerin parlardı.
Bakışların yanan ateşten daha çok ısıtırdı içimi. Saatlerce konuşurduk... Hiç es vermeden. Bir an susmadan. 
Sonra bir bakardık sabah olmus.  Çok çok derinden aşağılardan gelen ezan sesleri sabahın habercisi olurdu.
Kahvaltı için yine doğa'ya başvurmak isterdik. Ormanda ilerlerdik.
Ormanın derinlerine gittikçe heyecanımız artardı. Sen beni kovalardın. Ben koşarken düşerdim.. Yanıma uzanırdın... Çimenlerle kaplı yeşillik içinde sabahın güzelliği olan kuşları dinlerdik. 
''Buraya hep gelelim'' derdin bana. Ben başımı sana çevirip ''kesinlikle gelmeliyiz'' derdim.  
Orda çimenlere uzanıp hayatın etrafımızda dönmesine izin verirken, sonsuza dek böyle kalmayı isterdik.  Bambaşka rüyalar görürdük o çimenlerin üstünde... 


Rumy x

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Kozmik Bebeğim Bob Dylan...” yayında!

Merhaba muggle aleminin sevgili sakinleri... Operadaki Lamba Cini Podcast için yeni bir bölüm yayınladım! Bir ozan, şair, ressam, baba, dede, radyo dj’i, pek çok şiir kitabının, otobiyografinin, sayısız şarkının yazarı,bestecisi... Oscar ve Nobel ödüllü söz yazarı, harika bir müzisyen... Rumy için ise kozmik bebeği, paralel evrendeki kocası, kuzu kafalısı, biricik Bob Dylan’ı... Bu bölümde geçtiğimiz Mayıs’ta 83. yaşına giren ama Rumy için yaşı hep 24 olan üstadın, Bob Dylan’ın geçmiş doğum gününü ve yaşamını kutluyoruz... Ayrıca “birazcık” Dylan fantezisi yapıyoruz...   İyi ki doğdun Bob Dylan... 🎊

“Geç Kalmak İçin Henüz Erken... | Kaybedilmiş Potansiyel, Ukdeler, Pişmanlıklar ve İkigaiye Ulaşmak” Yayında!

Merhaba... Siz de bir keşmekeşin, içe oturan hırçın bir saçmalık ağının içinde misiniz?  Bu ara sıra hepimize olur... Vazgeçtiklerimiz, arkamızda bıraktıklarımız, ukdeler, pişmanlıklar ve kaybedilmiş potansiyel hortlak gibi peşimizdedir. Ne zaman soluklanıp ne kadar ileri gittiğimize bakmak için bir durup arkaya baksak, o malum kaybedilmiş potansiyel ve ukdeler hep oradadır. Tıpkı huzursuz bir hortlak gibi.  İşte bu yüzden Operadaki Lamba Cini Podcast’de geçen hafta bunu konuştum... Yeni bölümü hemen dinleyebilirsiniz... Operadaki Lamba Cini Podcast’e 🍎’dan ya da Spotify’dan ulaşabilirsiniz...  Sevgiyle Kalın, olur mu?  Xoxo, Rumeysa

"Almanya" Bölümü Yayında!

  Almanya yolcusu kalmasın! Beş Dakikaya Oradayım!  Podcast'in yeni bölümü hemen burada:  #3 - Almanya   Almanya deyince aklımıza kim bilir neler geliyor? Muhteşem doğası, bira, bundesliga, Weimar belki...  Bu bölümde antik çağlardan, cermen kabilelere, Sezar'dan, Commentarii de bello Gallico'ya, gotlara, gotlardan anglosaksonlara, anglosaksonlardan, Kutsal Cermen İmparatorluğuna, Dede Korkut Hikayelerinden, Weimar Almanyası'na, Nazilere, Colonia Dignidad'a... Nelerden nelerden ve daha nelerden bahsettik.  Almanya'nın refah-çöküş, yeniden diriliş kaos, katliam bilim, sanat-gelişmişlik, ilkellik-ırkçılık, faşizm-özgürlük ve karmaşa dolu... Kaotik ve açıkçası bir o kadar destansı olan tarihini konuştuk.  Beş Dakikaya Oradayım!  Apple Podcast'lerde, Spotify'da Anchor'da sizinle... Sevgiler.... Rumy-