Ana içeriğe atla

Translate

Opera 101




Eğer sanat devasa bir krallık olsaydı, opera en güzel köşede kendi tahtına kurulur başındaki taçla süzülürdü. Sanat bir su birikintisi olsaydı, opera bütün suların birleştiği o çağlayan kaynak olurdu. Sanatın her dalı ayrı ayrı göz kamaştırıcı, ruh okşayıcı, nefes kesici, büyüleyici güzellikte. Fakat bana kalırsa opera sanatın en üst formu, hiç bir sanat formu yok ki opera kadar muazzam, opera kadar kapsayıcı olsun. Opera hayattadır, tıpkı aşk gibi, kıskançlık gibi, nefret ya da pişmanlık gibi insancıldır, opera sizden bir parçadır. Opera size canlı canlı film de izletir, kitap da okutur, müthiş tabloları da keşfettirir, harikulade notalarla kulaklarınıza öpücük de kondurur ve daha neler neler yapar... :)

Opera'nın size çok uzak olduğunu düşünüyorsanız, aslında çok yakınınızda olduğunu söylemek isterim. Siz aslında pek çok aryaya, pek çok operaya aşinasınız. Sevil Berberi'nden Lakme'ye, Turandot'dan La traviata'ya, Sihirli Flüt'den Figaro'nun düğünü'ne ve daha nicesine kulaklarınız zaten aşina. Dinlediğinizde fark ediyorsunuz ki siz o melodiyi bir yerlerde duydunuz, belki bir filmde ya da bir reklamda :)



Sevgiler, Rumeysa x

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Kozmik Bebeğim Bob Dylan...” yayında!

Merhaba muggle aleminin sevgili sakinleri... Operadaki Lamba Cini Podcast için yeni bir bölüm yayınladım! Bir ozan, şair, ressam, baba, dede, radyo dj’i, pek çok şiir kitabının, otobiyografinin, sayısız şarkının yazarı,bestecisi... Oscar ve Nobel ödüllü söz yazarı, harika bir müzisyen... Rumy için ise kozmik bebeği, paralel evrendeki kocası, kuzu kafalısı, biricik Bob Dylan’ı... Bu bölümde geçtiğimiz Mayıs’ta 83. yaşına giren ama Rumy için yaşı hep 24 olan üstadın, Bob Dylan’ın geçmiş doğum gününü ve yaşamını kutluyoruz... Ayrıca “birazcık” Dylan fantezisi yapıyoruz...   İyi ki doğdun Bob Dylan... 🎊

“Geç Kalmak İçin Henüz Erken... | Kaybedilmiş Potansiyel, Ukdeler, Pişmanlıklar ve İkigaiye Ulaşmak” Yayında!

Merhaba... Siz de bir keşmekeşin, içe oturan hırçın bir saçmalık ağının içinde misiniz?  Bu ara sıra hepimize olur... Vazgeçtiklerimiz, arkamızda bıraktıklarımız, ukdeler, pişmanlıklar ve kaybedilmiş potansiyel hortlak gibi peşimizdedir. Ne zaman soluklanıp ne kadar ileri gittiğimize bakmak için bir durup arkaya baksak, o malum kaybedilmiş potansiyel ve ukdeler hep oradadır. Tıpkı huzursuz bir hortlak gibi.  İşte bu yüzden Operadaki Lamba Cini Podcast’de geçen hafta bunu konuştum... Yeni bölümü hemen dinleyebilirsiniz... Operadaki Lamba Cini Podcast’e 🍎’dan ya da Spotify’dan ulaşabilirsiniz...  Sevgiyle Kalın, olur mu?  Xoxo, Rumeysa

"Almanya" Bölümü Yayında!

  Almanya yolcusu kalmasın! Beş Dakikaya Oradayım!  Podcast'in yeni bölümü hemen burada:  #3 - Almanya   Almanya deyince aklımıza kim bilir neler geliyor? Muhteşem doğası, bira, bundesliga, Weimar belki...  Bu bölümde antik çağlardan, cermen kabilelere, Sezar'dan, Commentarii de bello Gallico'ya, gotlara, gotlardan anglosaksonlara, anglosaksonlardan, Kutsal Cermen İmparatorluğuna, Dede Korkut Hikayelerinden, Weimar Almanyası'na, Nazilere, Colonia Dignidad'a... Nelerden nelerden ve daha nelerden bahsettik.  Almanya'nın refah-çöküş, yeniden diriliş kaos, katliam bilim, sanat-gelişmişlik, ilkellik-ırkçılık, faşizm-özgürlük ve karmaşa dolu... Kaotik ve açıkçası bir o kadar destansı olan tarihini konuştuk.  Beş Dakikaya Oradayım!  Apple Podcast'lerde, Spotify'da Anchor'da sizinle... Sevgiler.... Rumy-