Şimdi kaloriferli , sıcacık bir apartman dairesinde olmaktansa, bir köyde çıtır çıtır yanan sobanın başında huzur dolu bir yerde olmayı tercih ederdim. Beton dolu caddeler içinde sıra sıra dizilmiş binalardan birinde büyüdüm. Hiç sobalı bir evim olmadı. Köyüm de olmadı. İsterdim ki köyüm olsun , en azından ayda birkaç kez doğaya yakın olabileyim. Şehrin gürültüsü , sıkıntısından kaçıp köy evime gideyim.... Belki ilerde olur bilemiyorum daha çok gencim... Köy yaşantısından nefret edenler bu sözlerimi çok primitif bulabilir, normaldir... Lakin insanoğlu zaten topraktan gelen bir varlık. toprağı özlemek, ona ayak basmayı istemek garip karşılanmamalı... Şuan bir köy evinde, dışarda yağan yağmuru izlemek istiyorum... Sobada kızaran ekmeklerin kokusu burnuma gelsin, sonra çıtır çıtır kızarmış ekmeğime tereyağı süreyim... Sevdiklerimle gülüşmelerimiz yankılansın radyasyonsuz duvarlarda.... Doğayla , huzurla ve ailemle iç içe... Mis gibi bir mutluluk... Doğa ve doğallık bize ancak huzur ge