Mükemmel şeylere sahip olmak için önce neyin mükemmel olduğuna karar vermek lazım. Asla mükemmel arayışına girmeyin. O kendiliğinden gelir sizi bulur. Etrafımda binlerce insanın koşturup durduğunu görüyorum. Kimi iyi niyetle, kimi çılgınca sebeplerle eğlence peşinde kimi de yaşadığı gezegene ihanet etmek için var gücüyle kötü adam'lık oynamakta. Herşeyi kenara bırakıp nefes almak gerek. Bazen mükemmel anlar bizi çevrelediği halde bir türlü göremeyiz. Geçen kıştan beri tek bir post bile yazmadığımı fark ettim. Bu süreçte neler oldu neler bitti anlatmak güç. Sadece posttan da anlaşılacağı üzere mükemmelliğin anlamına varıyorum yavaş yavaş. Siz ne kadar çaba sarf ederseniz edin, ne denli dilerseniz dileyin herşey olacağına varıyor. O bulutlar illa gökyüzünde dönüyor, o oksijen illa ciğerlere doluyor, o kuşlar illa bir yerlerde ötüyor , o tatlı çocuklar hala gülüyor. Kısa ve öz haliyle hayat bu işte. Bir su ne kadar laminer akarsa o kadar durağanlaşır. Bir hava ne kadar laminer geçerse o kadar sıradanlaşır. Türbülans mutlaka gerekli. Türbülans olmasa hareket olmaz, enerji olmaz, anlam olmaz. Bizim minik, gereksiz, önemsiz ve sıradan hayatlarımız ne kadar değişirse değişsin okyanus hep turkuaz, bal aynı şekilde tatlı , çocuk seslerinin enerjisi hep yüksek. Kendimizi ne kadar önemli görürsek görelim bizden önemlileri var, onlardan da önemlileri var. Dünya'dan da önemlisi var. Tıpkı cennet gibi. Hayatınızı basitteki mükemmelliği görmeye adarsanız mutlu olursunuz. Bir Türk kahvesi üzerindeki köpükler mükemmeldir mesela. Şükredin, sevin, yaşayın.
xoxo
ru x